Kayıtlar

Ocak, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

haberler haberler...

yazdıklarımın hepsi gitti hevesimde tabi... kısa özetler halinde yazayım ozaman.. kardeşim ; zuzumer bu gün izinli olunca başbaşa gezip diyarbakırı göreyim diye gezmeye gitti. Annem evde onu almadılar yanlarına... Annemde cok sıkıldı ama caktırmıyor... iremi yeni ıyileşme donemınde çıkarmıyorum dışarı. Bir kez anneme bırakıp ben gitim kardeşimle gezmeye 2 saat dayandı annem... irem durmamış çağırdı hemen. özgürlük ve gezme hayalleri suya düştü. irem anneannesiye pek iyi vakit geçirmiyor. Annemde napsın yelek başladı örüyor...dün büyük yaş hanımlarla olan günümü yaptım. çok güzel poğaça, börek yaptım ama yayınlamak istemedim bloğun formatını bozmayım diye... annem beni sürekli gazlıyor.. kalk makgaj yap kendine bak annanene dönmüşün kendini bırakmışın diye.. ama evdee durduk yere gıyınıp süslenmek gelmiyor içimden bunu anneme anlatamıyorum. hoş kendide çok kokoşmu hayır oda esofman ile takılıyor ama nedir bu gaz anlamadım.. zuzumer ise halinden memnunmu bilemiyorum.. şimdilik memnunmuş

ah benim insan telaşım...

Evet efenim şudur budur derken zaman geldi geçti annemler geldi. Hatta geleli bir hafta olacak nerdeyse... Ancak annemleri yine irem rahatsız olduğu için pek gezdiremiyorum. Hatta evde esir edip ireme asker ettimde denilebilir... Bende istemezdim tabi böyle olmasını ama her şey cuma günü başladı... İrem'i dr. götürdük aslında amaç 1 yaş aşılarıydı. Dr. hanım tarttı ölçtü baktı ve en sonunda iremin iki ayda 150 gr.cık aldığı çıkınca azıcık telaş yaptık. Son zamanlardaki sık rahatsızlanmaları ankarada ve istanbulda olunca kendi dr. haberi olmadı bu durumlardan o zamanları anlattık konuştuk son yapılan testleri gösterdik neticede çok dikkat etmem gerekiyormuş. Zira irem alerjisi çok yüksek ve bağışıklık sistemi çok zayıf çıktı. Bu kadar çabuk hasta olmasıda buna bağlıymış. İstanbuldan döndüğümüzden beri gripti. burun akıntısı hiç geçmemişti ve dün iyice arttı gribi... şırıl şırık akıyor burnu hapsuruklar ardı arkasına mızıtısıda hiç bitmiyor tabi.. Artık kafamı duvarlara vurasım geliy
bir pazar akşamı koca kişisi hala işte olunca ve saat gecenın bir yarısıysa nasıl uyur insan bilmemkii... hazır uyku cinlerim kaçmışken anılar canlanırken şöyle iki döktürüvermek istedim...amman sabahlar olmasın... çok değil gecen sene bu günü düşündüm.geçen sene bu gün 36 haftalık hamileydim. istanbuldaydık henüz ozamanlar Yarın bebeği alacaklardı büyük gündü... Aslında doğması için çok erkendi. Fakat hem kordon dolanması hem erken doğum kanalına gırmıştı. Aylardır aman birşey olacak dıye evde gecırdığım ve doğmasın dıye mumkun mertebe sırtustu yattığım kızanım artık durmuyordu içerde.. işte bu biber adınıda bu yüzden aldı. Zaten elde avuçta durmayan cin biberiydi o... artık fazladan kanamalarım başlamış ve ben içimden sabahı bekle bari kızım diye sızlanıyordum. Bir yandanda annem yanımda olmadığı için onlara kızıyordum. Eşim ve annesi yanımdaydı ama yinede annemin yanımda olmasını o gece çok istemiştim. Ağrılarım hat safhada yarı uyur uyanık bir gece gecirdim. biberi sağ sağlim sağl

velhasıl iyiki varsın eren

yürüyoruz oleyyy

amman hülya avşar gömesin kıskanır bu dansı....

evet efenim sözümüzün eriyiz işte resimler

Resim
şekil şekil biberden en şekil haller aslında cinbiberi anlatmak resimlere sığmıyor kendinii bilakıs yaşamak gerek yukarda hanım efendi kımseye ihtiyacım yok bakın neler yapıyorum sıkıysa beni tutmayın şeklinde fazlaca özgüven içeren pozler vermiştir.şahsen sakıncalı haller bunlar burda ise kel başına şapkalar yakıştığını söylüyorum bibere ama ne fayda resimleri çekmek bile çok zordu zira her biri 5 saniyeden fazla duramadi taş kellede... evet gezenti biberin gezme halleri arada oynuyorda canım günahını almıyım kızanın ama her bir oyuncak ıle ılgısı 5 sanıyeyı gecmeyınce onune ne yıgarsanız yığın 5 dk oynayıp tepeme bınmeye devam edıyor devamında... işte yemek yemesede bizim kıza sandalyeyı boşa almamış olduk otururken arada uyuyor orda iyi oluyor bir bakıyorum uyumus al yatağa götür paketi sıcak sıcak yanı....

ve derken ver elini istanbul....

ağladım sızladım istanbulu ozledım dedim. ÇOK istedim gitmeyi ailemi görmeyi ve o anda bir telefon çaldı londradaki ablam arıyordu hayli şaşkın "ben istanbula gidiyorum 29 aralıkta ve 3 ocakta döneceğim" dedi.(kocası yeni yıl süprizi bilet almış) Dondun kaldım ."sende gel orda görüşelim" dedi. Tamam diyemedim şaşkınlıktan... Bir süre durdum düşündüm. Zuzumeri kendimi biberi gidebilirmiydim... Gitmeye giderdimde bu bütçeye bir ayda iki tatil ağır gelirdi. Ablama "gelemem" dedim .umutlar yanar gibi parlamıştı ama ışıltıdan öteye gidememişti.. Derken o sıkıntıyla bibere mama hazırlamaya gittim mutfağa...Zuzu yanıma geldi "pazartesi sabah 9:50 iyimi" dedi anlamadım ne saati bu diye sordum " ne olacak uçak saati" dedi. Meğer içerde ınternetten bana bilet alıyormuş... Dünyalar benim oldu sevinçten zuzuya sarılıp ağladım ağladım... Sonra ertesi gün hemen bir bavul hazırlayıp heyecanla pazartesiyi bekledim. Sabah olduğunda biber bir kolumda sır