Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

bir tırtılın hikayesi

ne farkımız vardı ki o tırtıllardan amaç onlardaki gibi büyümek değil miydi. yaşam bir tırtılın kinden farksız değildi ki …. Aslında biz insanoğlu tırtıllar gibi dönüşüm ve hazin son için çalışır dururuz. Tırtıl kelebek olmak için örer kozasını aşkla Günlerce mevlanın semaya bakıp döndüğü gibi döner kendi etrafında yorulmadan imanla… döner durmadan benim gibi senin gibi… soluksuz döner uyumadan. Sonunu düşünmeden.. inanır mevlaya uçacağı günü bekler ve döner aşkla yana yana kozasını örer inançla...taki son nefesi verene kadar çalışır… bizim gibi… ve en son nefesi verince o çıkar kozadan uçar semada biz bırakırız yaşlanmış yorgun bedenimizi sonsuz oluruz. Aslında bizim hikayede onların hikayesine benzer. Çaba sabır zaman en iyi bildiğimiz şeyler olur olur. hayatın sonunda … annanemi kaybettik. hayatımızdan büyüklerimizi kaybetmemiz ve geriye kalan hatıralar incitiyor bizleri yeni işim bana iş anlamında çok şey kattı. Ancak tam bir kaos ortamı.. nereye tutsam elimde kalıyor. İnsanları m

insan olmak ne zor şey

Resim
yalnız geceler beni bu gidişle ya şair ya yazar yapacak.. keşke beynim den akanlar yazıya bir çırpıda dökülse o zaman daha anlamlı geçiyor sanki sinerji.. sen insan olmak ne zor şey bilir misin...insan gibi insan olmak deniz kıyısında ölen bir mülteci bebeğinin bile resmine bakıp acı çekmek, kıyamamak baktıkça içinin yanması ... her günü yalnız geçirmeyi, aitlik hissi arayışıyla uyumayı, rüyalarında evinini bahçesine meteor düşmesi  ve o düşen meteor sıcaklığında yanmamak için evinin odalarında kaçarken uyanmayı... korkmayı bilir misin. yaşın 35 olsa da  aman hayat bana 3-5 diye yaşamı tiye almayı ve ne yaparsan yap baktığında saçlarının arasında giderek çoğalan beyaz teller, çıkan dip boyan dan sana el sallamasını ve gülerken gözlerinin etrafında her geçen gün daha çok beliren kırışıklıklar. olgunlaşmak bu kadar zor muydu. hayat böyle bencil miydi. büyümek böyle zor muydu...ve her şeye rağmen bu kadar bencil hayattan bir şeyler almak eksilmemek adına, güçlü olmak,. evin direği gibi

gaybana geceler

sen çıkar gidersin akşam vakti işine herkes evine gelirken...sen çıkar gidersin cumartesi pazar demeden ve biz bekleriz seni.. senin çalışman işine olan bağlılığın düşündürür beni... iyi ki seviyor derim  işini sevmese yapılacak iş değil... iyi ki seviyor vatanını.. sen giderken ben hep öperim git güle güle gel güle güle derim. ama şeytan bazen bir vesvese düşürür içime... ya gelmezse diye.. puşt çok dışarda hain kurşunlara kaç şehit verdi ülkemiz..herkes sosyal medyada sokakta vatan millet sakarya nidaları atarken... aslında yine olan size olur.bize olur  işiniz bu seveni de söveni de korumak. Güvenlik kuvetisiniz ya sen onların peşinde koşarsın. ben evde senin arkandan dualar ederim. kimse bilmez bizim bir evde yaşadıklarımızı... kimse bilmez bizim çocuklarımızın nasıl büyüdüğünü.. kimse duymaz benim sana dualarımı... Ama güzel düşünmek lazım dedim ya...Sen git güle güle... ben beklerim seni evimizde...Ama yeter ki gel güle güle... seni seviyorum zuzumerim.

nereye gidersem gideyim gökyüzü benimdir.

Resim
Biliyorum belki hepimiz bir gün toprak olacağız. ama hiç bir toprak da kendimi bulamadım ben.. ne zaman baksam gökyüzüne ben kendimi orada gördüm. içim hafifledi. Bazen bir bulutun üzerinde oldum semada ... basen bir kuşun kanadında. benimdi gökyüzü... bazen yıldız oldum bazen göktaşı 7 kat alemin dışına çıktım ... bazenleri sonsuzluğun sonunu aramaya her alemde seni aradım. içimde durmadan konuşan sesi beni mıknatıs gibi çeken seni... ben bir ben oldum bir sen susmadı bu sesler gökyüzünde seyre daldım alemi...yeryüzünden gökyüzüne selam olsun...  stats ne çok şey birikti yine hayata dair.. yazacak yazılması gereken...ama ilahi adalet vardı. ben hep o akışa güvendim. İlahi adalete... çok hayallerim vardı. olmasını istediğim güzel dileklerim.olması için çok çalıştım çok dualar ettim. olmayınca çok üzüldüğüm hatta isyan ettiğim. ama olacaktı umut bu ne kadar olmasa da yinede umutsuzluğa düşmediğim hayaller. Sonunda oldu. evet sabırla gelip gittiğim firmadan başka yere transfer edeceği

neydi sonsuzluk mucizelermi

çok düşünmek istemesem de içimde bir ses hep konuşuyordu. Yaşım hayatın yarısı denen basamağa hızla ilerledikçe ben hayatı daha çok sorguluyordum. Sanki safariye çıkmış bir kaşif veya 5 yaşında hayatı anlamaya çalışan bir çocuk gibiydim. Kaybettiğim tek şey onlardan farklı olan tek yanım heyecanımın olmayışıydı. Benim sorgulamalarım anlamları oturtmak üzerineydi. Hep sorduğum soruların bir çok cevabı olabileceğini anlamıştım. Cevaplar tek değildi.Mesela mutluluk nedir. derdim. Mutlu olmak nedir. Anladım sonsuz kere mutlu olmak yoktur. Mutluluk bir çocuğun kahkahası ile parlayan gözleri, bazende huzur demekmiş.Mutluluk kendine yetebilmek kendinle barışık olmak, pozitif olmak demekmiş. Peki sonsuzluk o neydi. yaşadığımız hayat mı yoksa ondan sonra yaşayacağımızı söyledikleri hayat mı evren mi gökyüzü mü cevaplar çoktur şüphesiz... bana göre ise sonsuzluk çok belirsiz bir kavram. galiba buna inanmamaya başladım. İnsanların içine döndüğünü düşünüyorum.Bencil ve SADECE kendini önemli düşü

zorlama ey hayat zaten çekilmiyorsun!!!

Allarım vardı Irmaklarım vardı .çakıl taşlarım da vardı benim. Herşeyi bereber yapmadık mı zaten hayatı beraber öğrenmedik mi...şimdi ne oldu da başka oldun aynı karında yatıp aynı yatağı paylaşmadık mı? Bir ömrün en az 4 de birini beraber geçirmedik mi? ne oldu niye yabancılaştık böyle? birbirimize niye döndük sırtımızı...herkesin yuvası oldu diye unutur mu insan kardaşını nasıldı bu bağ nasıldı... bir bende kopmadı sanki...Bir benim içim yandı,Bir ben ağladım.bir ben duydum gibi geliyor hepinize ayrı ayrı.. benim mi tahtam eksikti yoksa fazlasıyla melankoli miydim. neydim ben bir ben ah dedim bir benim gözüm yaşı kurumadı.ve ben aslında hepinizi ne kadar çok sevdiğimi hiç anlatamadım.yorgunum artık, sevmekten yorgunum, kırılmaktan yorgunum, hayatta hiç geçmeyen yorgunluklarım oldu.hiç cevabı olmayan sorularım .. zamanla yarışım su akar yolunu bulur diye telkinlerim vardı ve beklerken ZAMANI ... ve yol arayan suyun araladığı ,ayırdığı ,kazıdığı toprak gibi ayrılıklarım ,acılarım ,ça

kendim kendime

Resim
eskiden  kuşlara üzüldüm, martılara, bazen hayata, bazen kedilere, bazen çocuklara... hayatta hep depresif yaşamaya sebep vardı aslına bakarsan hep bir neden. nedenler aramaya gerek kalmadan buluyordu beni.bakış negatif oluca sebeplerde bir o kadar çoktu. stats Ama artık hayat; kuşlar kedilerden daha önemli üzülecek sebepler getiriyor önüne... bazen her şeyim dediklerin hiçbir şeyin oluyor .Bazen yapayalnız oluyorsun herşeyinle hiçbirşeyleşiyorsun... Ağlamak hiç bir şeyi çözmüyor bakmak beklemek konuşmak herşey saçma geliyor. bilmezdim ciğer acısı diye bir şey varmış ve her gün biraz daha yermiş seni bir yanın güler bir yanın ağlarmış yaralıymış canın yüreğin ama ağlamadan hasretle beklermişin... nöbette beklerken beklediğinden  beter olur yinede susarmışsın. gözyaşların akmadan yüreğin ağlarmış için acır susarmışsın kalbinin acısıyla.... çekermişin acını kimseler bilmezmiş.,,, Bir sen bilirsin beni, bir sen anlarsın, bir sen ne yapsam dinler olsun dersin ne olsa geçer dersin boşv