ilişki dizimi

 Selam dünya ben geldim. Evet baktım epey zaman olmuş yazmayalı ama hayattayım

ve hala yaşıyorum. Her ne kadar corana çok canla alsa da sanırım o hastalığa yakalanmamayı da başardım. Her şeye alışabilen hayvanlar olarak; insan denilen yaratık ağzı maskeli ve sosyal mesafeli yaşamayı da öğrendik . Eskiden darbe olacak ki sokağa çıkma yasağı olsun dediğimiz durum şu an her hafta sonu var. Dışarı çıkma yasakları akşamları ve hafta sonu uygulanıyor. Hamamlar cafeler havuzlar lokantalar kapalı kısacası hayat part time devam ediyor gezegende okullar ise bir açık bir kapalı...

Bu süreçte daha yalnız daha uzak kaldık sevdiklerimizden. Herkes kendi kabuğunda yaşıyor. Biber kız 8. sınıf ve LGS'ye hazırlanıyor. Önünde zorlu bir sınav var. Performansı çok haraketli ama genelde iyi..

Çınar ise hayatla en mutlu olduğu olduğu dönemde. Okula istediği gibi gitmiyor sanırım o oda odasında bir yaratık gibi büyüyecek. Kambur patlak kanlı gözler ve bir filozof gibi lafları bitmiyor. bilgisayar elinden alınınca da ne yapacağını bilmeyen bir deli dumrul... evde pilates topu ile hoplayarak gezen bir kanguru..

Bu sürede geçen yaz evi satıp hayal ettiğimiz semtten hatta hayalimizin bir tık ötesinde bir ev aldık. Taşındık mutluyuz . Sıcak evimiz ve ailemiz ile her şey yolunda...

Bende sanırım 40 yaş yolculuğundayım. Hayatı anlamaya çalışma ve atalar aile sinir sistemi için bir derinleşme oldu. içimde bulunduğum iç benliğimi ve kendimi anlamak ilişkilerde soğuma ve daha çok içe kapanma vardı. Bu anlamda 6 haftalık bir seminere başladım. çok faydalı oldu kafama takılan çok soruya cevap bulsam da başka bir sürü soruları da getirdi . ilişkiler öyle derin bir konu ki atalarımızdan öyle farkında olmadan eşzamanlıklar yaşıyoruz ki bazen takındığımız anlamsız tavırların bile onlardan gelmesi çok ilginçti.

Geçmiş geleceğin aynasıydı. Bizler farkındaydık ve değişmek istiyorduk. İçselleşme ve rahatlama düşünme ve enerji tıkanıklıklarını açma farkında olma kolay değildi. Seminerin 2.ve 3. haftası beynim allak bullak olmuştu. Annemle aramızdaki bağın sağlıklı olmadığını biliyordum. Ama bu bağın kaygılı bağlanma olması ve benim kendimi güvende hissedememem bu yaşta hala güven sorunu yaşamam çocukluktan getirdiğim o duygular neticesindeydi. içsel yolculuk çok derindi ve bazen de çok can yakıyordu. bazen içinde hissetmek istediğin ama bulamadığın aradığın aitlik duygusu neden yok ve neden o duyguya ihtiyacın var hepsi açılıyor önüne...

ailemi suçlamıyorum onlarda kendi travmaları ve bilinçsizlikleri ile o kadar bilip büyütmüşler bizi. Sadece anlamak ve bağışlamak istiyorum. Çare onlardan uzak durmak değil. Çünkü buda acı veriyor. Çare belki de 40 yaşından sonra içindeki öfkeyi yenip onlarla bağ kurmak şifalanmak. Bir ben var benden öte benden ziyade.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ben kefenimin rengini çoktan seçtim

ACISIN KALBİN

bir tırtılın hikayesi